31 Mayıs 2009 Pazar

HAVADA YAĞMUR KOKUSU VAR ETKİNLİĞİ

Kazanım: Takvimi kullanarak hava durumundaki değişiklikleri günlük, haftalık, aylık olarak gözlemler ve gözlem sonuçlarını grafikle gösterir, meteorolojinin tahmini ile karşılaştırır.

Kelebeklerimle Havada Yağmur Kokusu Var etkinliğini yaparken:

Kelebeklerimin gökyüzününü gözlemleyerek hava durumunu tahmin etmelerini ve kendi tahminlerini meteorolojinin tahmini ile karşılaştırmalarını istedim. Aşağıdaki sorular üzerinde konuyla ilgili sohbet başlattık:

Gökyüzüne bakarak yağmur yağacağını nereden anlarsınız?
Kar yağacağını nasıl anlayabiliriz?
Havanın güneşli olacağını nereden bilebiliriz?

Cevaplardan sonra bir sürprizim olduğunu söyledim ve 3/A-B-C şubeleri hep beraber yanıbaşımızdaki Meteoroloji Müdürlüğü'ne bir gezi yaptık. Böylece hava tahminlerini yapan meteorolojinin nasıl çalıştığını görmüş olduk.


Kelebeklerimle hep beraber karşı kaldırıma geçtik. Çünkü Meteoroloji Müdürlüğü hemen karşı kaldırımda :=))



Tam karşıdaki bina okulumuz :)
Rüzgar gülü. Meteorologların deyimiyle Rüzgar kepçeleri :) Yönlerin İngilizce'leri yazıyordu.



Toprağa 3 (5 cm, 10 cm ve 50 cm derine) saplanmış termometre, toprağın ısısını ölçüyor.



Buharlaşmayı ölçen alet.
Yazıcı cihaz.


Bizi bilgilendirem meteorologlara teşekkür edip ayrıldık.

28 Mayıs 2009 Perşembe

BİR SEVGİDİR ÖĞRETMEN

Bana gelen maillerden birinde çok güzel bir şiir vardı ve ben de bu şiiri sitemde yayınlamak istedim. Özgün bir şiir. Bursa'dan sitemizi tesadüfen bulan ve kelebeklerimin etkinliklerini takip ettikten sonra bu şiiri gönderen Emine Öztürk Koçak'a ait. Emine Hanım Bursa'da bir okulun Okul Aile Birliği Başkanı. Emine Hanım'dan izin alarak yayınlıyorum. Yakında, gelirini okula bağışlayacağı şiir kitabı çıkacak. Diğer şiirlerini de oradan takip ederiz artık:)

BİR SEVGİDİR ÖĞRETMEN


Büyüyorum ben artık,

Hızla adımlarımı atabiliyorum,

Onun yanındayken ben,

Sevgiyi tadabiliyorum.

ANNE ve BABA ne mutlu bana…



Başımı okşayan sıcacık bir el var,

Her adımında her soluğunda benim yolum var,

Verdiği tek öğütten ve dersten,

Bana yetecek bir ömür var.



Üzerime düşen ona ait damlalar,

Nefes aldırıyor bana,

Çok çabuk geçse de kocaman yıllar,

Hayatı anlatıyor bana.



Kalem tutmayı öğreten,

Okumayı ve yazmayı sevdiren,

Her göründüğünde yüzümü güldüren,

Geleceğimdir NALAN öğretmen.



Kendiliğinden yeşeren tek sevgi bu,

Bir bilsen sen de seversin onu,

Gecesi bile aydınlık,

Parlayan güneştir yolu



EMİNE ÖZTÜRK KOÇAK

ÖĞRETMENLER GELECEĞİN TEK YAŞAM KAYNAĞIDIR…

Armut dibine düşer:) Emine Hanım'ın kızı da bir şiir yazmış. Onun da şiirini yayınlıyorum.


DAVET

Geldiğim ilk gün sarıldım boynuna

Aldı oda beni sıcak koynuna

Severek başladım ben okula

Doğdum sanki yeniden bu dünyaya



Her gün sınıfa girdiğinde

Sevgiyle bakardı bize

O güzel gözlerini

Karartmazdı içimize



Alırdı tek tek yanı başına

Okşardı saçımızı güzel sabrıyla

Anlatırken o güzel heceleri

Masal gibi gelirdi cümleleri.



Bütün öğretmenler senin gibi olmalı

Sevgiyi, şefkati, yaşamayı öğretmeli

En güzel öğütleri dinletmeli

Hayatın akışını sezdirmeli.



Ben de öğretmen olsam

Seni örnek alırım.

Kendi evlatlarıma

Hep seni anlatırım



Bakın çocuklar derim

Bu hayat sizlerin

Yaşamak varsa dünyada

Kötülüğü silelim



Eğer huzur istersen

Oku yeter ki sen

Eğitim en güzel servet

Geleceğe garantili davet…


BAŞAK KOÇAK
İ.M.K.B. İLKÖĞRETİM OKULU
4/A SINIFI ÖĞRENCİSİ

26 Mayıs 2009 Salı

KELEBEKLERİMLE BUGÜN TİYATRO İZLEDİK!

Bugün Eti Tiyatro Kulübünün Pinokyo adlı oyununu izledik kelebeklerimle. Böylece bir salona sessizce girmeyi, oturmayı ve sessizce terketmeyi öğrendiler. Tiyatro salonuna giderken biraz tedirgindim ama beni üzmedi kelebeklerim.
Oyundan yalan söylememeyi, dürüst olmayı, cesareti, sevgiyi öğrendiler. Zaten çoğu Pinokyo'nun kitabını da okudukları için yorumlaması onlar için zor olmadı.

Tiyatro Salonuna yürüyerek gittik. Hava da güzeldi!


Oyun başlayıncaya kadar hareketli müziklerle coştular kelebeklerim.




Oyun bittikten sonra Eti ürünleri dağıtıldı. Afiyetle yediler kelebeklerim!

24 Mayıs 2009 Pazar

KÖY DÜĞÜNÜ ETKİNLİKLERİ-KIZ İSTEME

Köy Düğünü etkinliklerimizden biri kız istemeydi. Üstlendiği role uygun konuşmalarını sağlamak amacıyla kelebeklerimi iki gruba ayırdım. Bir gruba kız isteme konuşması yapma görevi verdim. Başka bir gruba da düğüne hoşgeldiniz konuşması verdim. Kelebeklerim kız isteme olayını çok güzel yaptılar:


Damat çikolatasını ve çiçeğini alıp hazırlamıştı. Kız kapıyı açtı. Oğlanın annesi Rabia Genç, babası Yusuf Ahmet...


Kısa bir hoşbeşten sonra kızımız kahveleri yaptı...
Oğlanın annesi kız ona kahveyi uzatırken "Kızımız da pek güzelmiş" dedi...

Kız da oğlana kahveyi ikram ederken kahveyi üzerine döktü...

Daha sonra kız, kendi anne ve babasına kahveleri ikram etti...
En sonunda da Oğlanın babası, kızın babasından kızı istedi: "Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz." dedi. Kızın babası da:" Eh gençler birbirini sevmişler, bize de evet demek düşer" dedi...

Onları yönlendirmeme gerek kalmadan, onlar ne söyleyeceklerini gayet iyi biliyorlardı. Önceden hazırlık da yaptırmamıştım. Beni bayağı şaşırttılar. Çok hoşuma gitti.

21 Mayıs 2009 Perşembe

TOPLUMDAKİ YERİM-YUMAK GİBİ BAĞLIYIZ ETKİNLİĞİ

Kazanım: Birey, toplum ve çevre arasındaki karşılıklı bağımlılığı kavrar ve bunu gösteren örnekler verir.
Toplumdaki Yerim Etkinliğimiz, bir grup kelebeğimi tahtaya çıkarmamı, kendi adımı söyleyerek ipin ucunu bırakmadan, ip yumağını seçtiğim bir kelebeğime göndermemi, yumağı alan kelebeğimin kendi adını söyleyip ipi bırakmadan başka bir arkadaşına göndermesini istiyordu. Böylece 5-6 kelebeğimi ip bitene kadar çağırdım. Yumak, tüm kelebeklerim tarafından birer birer dolanarak bana kadar geri geldi.



Etkinlik sonrası tüm insanların da birbirine bu şekilde karşılıklı olarak bağlı olduğunu vurguladık. Ekmeğin soframıza gelene kadar geçirdiği aşamaları konuştuk.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALI ETKİNLİKLERİ-MÜTEAHHİT ve İNŞAAT MÜHENDİSLERİNİ İKNA EDİCİ YAZI

Dayanışma İçinde Olmalı etkinliklerini yapmıştım ama yayınlayamamıştım yoğunluktan. Tatilde fırsat bulup şimdi yayınlıyorum:

Kazanım: İkna edici yazılar yazar.
Kazanım: Yazılarında kendi yaşatısından ve günlük hayattan örnekler verir.
Kazanım: Yazılarında uygun ifadeleri kullanarak destekleyici ve açıklayıcı örnekler verir.
Kazanım: Yazılarında sebep-sonuç ilişkileri kurar.
Kazanım: İzlenim ve deneyimlerine dayalı yazılar yazar.

Kitabımız kelebeklerimden, daha sağlam binalar yapmaları için müteahhit ve inşaat mühendislerine hitaben ikna edici konuşmalar yapmalarını istiyordu. Ben de hiçbirisinin fikirlerini kaçırmak istemediğimden yazdırdım. İşte kelebeklerimin ikna edici konuşmaları:

Sevgili İnşaat Mühendisi Amca,
Ben depremde ailemi, yakınlarımı ve arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum. Bu nedenle senden daha sağlam evler yapmanı rica ediyorum. Eğer senin evin de böyle ise sen de kendine sağlam bir ev yapmalısın. Hiç kimse ama hiç kimse bir kere bile olsa depremle karşı karşıya gelmek istemez. Sen bu evleri sağlam yaparsan hir bir insan ölmez. Ama bir depremde yaralananlar tabi ki olacak. Ama azıcık. Sen bu evleri sağlam yapmazsan hep insalar ölecek. TUĞBA ÖZEN

MARMARA
Tarih:17 Ağustos 1999

Sayın Müteahhit Amca,
Evleri kaliteli malzemelerden yapmazsan çok küçük bir sarsıntıda bizim oturduğumuz evler çatlar. Ama kaliteli malzemeler kullanırsan evler yıkılmaz. Biz ve diğer insanlar sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalmayız. BERRA

Sevgili Müteahhit Bey Amca,
Bizim evlerimizi de sizler yaptığınız için sözüm size. Evleri sağlam yapın. Çünkü insanların canlarını tehdit ediyorsunuz evleri sağlam yapmayarak. Sizin yüzünüzden belki de binlerce insan ölüyor. Hiç bir insana bunu yapmaya hakkınız yok. Bir empati kurun. Sizin evinizi müteahhit yaptığını ve kötü mal kullandığı için çocuklarınızı, eşinizi ve hatta sizin öldüğünüzü... Nasıl? İşte böyle oluyor. TUĞBA KOCATÜRK

Sevgili Fatma Müteahhit,
Lütfen evlerde eksik malzeme kullanma. Deprem olduğunda yıkılıyor evler. Onca insan ölüyor. Küçük bebekler, yaşlılar, çocuklar, anneler, babalar ölüyor. Çocuklar annesiz, babasız kalıyorlar. Malzemelerin iyisini al. Zaten evi sattığında o malzemelerin parasını karşılar. Lütfen. ZAFER

Müteahhit Amca,
Lütfen binaları sağlam yapın. Deprem, sel olursa vler yıkılıp can ve mal kaybına neden oluyor. İnsanların ölmesini istemezsiniz değil mi? Hatta hayvanlar da ölüyor. Binaları sağlam yapmazsanız, kalitesiz mallar kullanırsanız böyle olacak. ATACAN

Sevgili İnşaat Mühendisi Amca,
İnşaatçı Amca, ben ailemi korumak istiyorum. Bu yüzden de sizden yardım istiyorum. Size çok yalvarıyorum, lütfen evleri sağlam yapın. Çünkü evleri sağlam yapmazsanız evler yıkılır ve can ve mal kaybına yol açar. FATIMA ZEHRA

Müteahhit Amca,
Lütfen sağlam evler yapın. İnsanları birbirinden ayırmayın, insanları ağlatmayın. Böyle bir durumda ailenizden ayrılsanız ne kadar kötü olur değil mi? İşte biz de ailemizden ayrılsak bizim için de o kadar kötü olur. Lütfen bizi anlayın, sağlam evler yapın. İnsanları birbirinden ayırmayın olur mu? Biz çocukları düşünün. ZEHRA

Sevgili Mühendis Amca,
Ne olur sağlam bina yap. Yapmazsan bir sürü insan ölecek. Ne olur yap. Yoksa o kadar insanın ölmesiyle sana çok günah yazar Allah. Onun için denizden kum alıp yapma. İnce demir kullanma evleri kaya üzerine yap. Kaliteli mal kullan. Kalın demir kullan. EMRE

Müteahhit Bey lütfen evleri sağlam yapın ki çok sayıda insan ölmesin. İnsanlar sevdiklerinden ayrılmasınlar. Bakın size bir tavsiye; kalın duvar üstüne Amerikan kaplama yapın. NECATİ

Sevgili Müteahhit Amca,
Lütfen binaları daha sağlam yapın. Sizlerin yüzünüzden bir sürü insan ölüyor. Çocuklar anasız babasız kalıyor. Lütfen binaları sağlam yapın. ALPEREN

Sevgili Müteahhit Bey,
Lütfen sağlam binalar yapın. Öğretmenimiz anlattı. Bazılarınız ucuz malzemele kullanıyormuşsunuz. Lütfen... Dediklerimi anlamışsınızdır. Sevgilerimle... DOĞUKAN

Sevgili İnşaatçılar,
Lütfen binaları sağlam ve depreme karşı dayanıklı olan evler yapın. Eğer depreme dayanıklı olan evler yapmazsanız insanlar ölür. Buna üzülmez misiniz? Eğer insanların ölmesini istemiyorsanız, depreme karşı dayanıklı olan evler yapın. EZGİ

Sevgili Müteahhit Amca,
Lütfen evleri sağlam yapın, insanlar ölür. Çocuklar ölür. NİMET

Müteahhit Amca,
1cm'lik değil de 2 cm'lik 10 TL'lik demir alsanız. Bu nedenle daha az insanın ölmesine sebep olabilirsiniz. Daha çok kalın demir alıp 5 değil 4 katlı bina yapabilirsiniz. BİLGE

Sevgili Müteahhit Bey Amca,

Lütfen evleri sağlam yapın. Sağlam yapmazsanız deprem olur ve çoğu kişi ölür. Ama sağlam yaparsanız depreme karşı dayanıklı olur evler. Hem dayanıklı olursa can ve mal kaybına engel olur ve kimse zarar görmez. ZEYNEP

Sevgili İnşaat Mühendisi,

Lütfen evleri sağlam yap. Anasız, babasız kalır depremde çocuklar. Onların yetim mi büyümelerini istiyorsun? İnsanların güvenliği için! "Lütfen" MURAT


Sevgili İnşaat Mühendisi,
Depremde ailemiz, akrabalarımız, komşularımız ölmesin diye evleri sağlam yapın. Ucuz mal kullanmayın! Eğer ucuz malkullanırsanız insanlar ölür. Eğer ucuz mal kullanmazsanız insanlar ölmez. Bir de şöyle düşünün: Deprem oluyor. Evler, binalar yıkılıyor. On binlerce insan ölüyor. Ama siz sağlam ve güvenli bir yere yaparsanız insanlar ölmez. Ne olur evleri sağlam, güvenilir ve iyi yapın. RABİA CEBECİ

Sevgili İnşaat Mühendisleri,
Siz evleri sağlam yapmayınca, binalar kağıt gibi burkuluyorlar. Lütfen inşaatları sağlam yapın. Yoksa bir sürü can kaybı olur. SEHER

Sevgili Mühendisler,
Ev sahipleri kötü malzeme alıyorlarsa, siz onları geri verin. Siz de para verin, iyisini alın. Çünkü depreme yol açabilir. BUĞRA

Mühendis Amca,
Düzgün binalar yapın. METEHAN

Mühendis Amca,
Evleri sağlam yapın. Ama yapmazsanız yüzlerce adam ve teyze ölür. Evleri ne olur sağlam yapın. Hadi başka evleri yapmamış olabilirsiniz. Ama gerisini sağlam yapın. FURKAN

Sevgili İnşaatçı Amca,
Ne olursun evleri yıkılmayacak şekilde yap. İnşaatçı Amca, biz yapabilsek ama iyisini yapamayız. Mühendis Amca, depreme karşı dayanıklı evler yapın. SELİN

Sevgili Müteahhit Bey Amca,
Lütfen binaları sağlam yapın. Deprem olunca biz, ailem öleceğiz. ELİF

Müteahhit Amca,
Ev yaparken çok sağlam yap. Ne olur ne olmaz ev çöker. EMİRHAN

Müteahhit Amca,
Ne olur daha sağlam binalar yapın. Eğer sağlam binalar yapmazsanız çoğu insan can ve mal kaybına uğrar. Sizin yaptığınız evler hemen yani çok çabuk yıkılabilir. Sağlam binalar olmaz. Eğer böyle yapmaya devam ederseniz hiç kimse sizden ev almaya gelmez. Gelse bile sizin malzemelerinizle insanlara yazık olur. Mesela biz sizin yaptığınız sağlam olmayan evlerden birisinde otursaydık, mal ve can kaybına neden olurdunuz. Ne olur sağlam binalar yapın... RABİA GENÇ

Lütfen sağlam binalar yapınız. Yoksa sizin yüzünüzden her gün binlerce adam ölecek. Mecbur değilirz. Lütfen belki bu konuşmamla sizi biraz ikna ederim. HALİL MELİH


Sevgili İnşaat Mühendisleri,


Lütfen binaları daha dayanıklı yapın ki ölü sayısı azalsın. İnsanların ölmesine üzülüyorum. Sizler ve arkadaşlarınız da üzülüyorsunuzdur. Bu üzüntülerin bitmesini istiyorsanız binaları sağlam yapınız. YUSUF AVCİL


Müteahhit Amcalar,

Güzel binalar yapın. Depreme dayanıklı olsun ki insanlar ölmesin. Deprem olunca insanların hayatı size bağlı. Siz dayanıklı evler yaparsanız bizim içimiz rahat eder. Ucuz demirler almayın! Bizim için çok güzel şeyler yapmanızı bekleriz. Çok para kazanmak için dayanıksız evler yapmayın, siz ev yapacaksınız biz de oturacağız. Siz bizim içimizi rahatlatın ev konusunda. Biz size güvenmek istiyoruz. SELAHADDİN


Müteahhit Amca,

Ne olur evleri ve binaları sağlam yap. Ne olur yalvarıyorum ne olur. Sen evleri sağlam yapmadığın için tüm insanlar ölecek. Ne olur evleri sağlam yap. VOLKAN

19 Mayıs 2009 Salı

19 MAYIS ATATÜRK'ü ANMA ve GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN!!!





19 Mayıs 1938 ATATÜRK'ün SON DOĞUM GÜNÜ
Ankara'da 19 Mayıs Stadı'ndaki kutlamalarda Yugoslavya Savunma Bakanı'nın tebriklerini kabul ederken...

Kutlamalardan sonra Ankara Garı'ndan bindiği trenle Adana'yı ziyarete gidiyor. Görev bitmemiştir...


18 Mayıs 2009 Pazartesi

ÇEKİRDEKTEN YETİŞMEK ETKİNLİĞİ 1

Kazanım: Canlıların ortak özelliklerini araştırır.
Kazanım: Canlılarda değişim aşamalarını ayırt eder ve sıralar.

Hayat Bilgisi dersinden "Çekirdekten Yetişmek" etkinliklerini yapmaya devam ediyoruz. Kitap kelebeklerimden bebeklik kıyafetlerini ve bebekken oynadıkları oyuncakları getirmelerini istiyordu. Kelebeklerim de getirdiler.

Kelebeklerime "Bu kıyafetler senin mi? Bunu sen mi giydin?" diye sorular sordum. "Evet" cevabından sonra bu kıyafetleri şimdi giyip giymediklerini sordum. Hatta giydirdim denemek isteyenlere. Çok komik durumlar ortaya çıktı. Giymediğin (giyemediklerini) söyledikten sonra "Neden?" sorusunu yönelttim. Kelebeklerim "Çünkü büyüdüm" yanıtını verdiler.


Murat bebekken kullandığı şapkasını bir ders boyunca kafasından çıkartmadı :)


Zafer'in bebekken giydiği çorapları çok tatlıydı ama artık çoooook küçük geliyordu. Hatta gelmiyordu :)


Zeynep'in bebekken giydiği şapka ve Elif'in bebekken giydiği tulum da çok tatlıydı :)


Böylece kelebeklerim canlıların (insanların, hayvanların ve bitkilerin) doğup, büyüdüklerini, geliştiklerini öğrendiler.


Necati'nin bebekken oynadığı çıngırağı getirmesi sınıfta olay oldu :)


Bebekken oynadıkları oyuncaklarını getiren kelebeklerime "Bu oyuncak senin mi? Bununla sen mi oynuyordun?" diye sorular sordum. "Evet" cevabından sonra "O neden senin gibi büyümemiş?" diye sordum. Kelebeklerim "Çünkü o cansız" dediler. Canlı ve cansız varlıklar arasındaki farkları da söyledik.


Berra ve Tuğba bebekken giydikleri şapkaları denediler ama çok çok küçük geldi.


Nimet'in bebekken kullandığı biberonu da çok tatlıydı :)

ÇEKİRDEKTEN YETİŞMEK ETKİNLİĞİ 2-MİNYATÜR SEBZE BAHÇESİ

Kazanım: Canlıların ortak özelliklerini araştırır.
Kazanım: Canlılarda değişim aşamalarını ayırt eder ve sıralar.


Hayat Bilgisi dersinden "Çekirdekten Yetişmek" etkinliğimiz kelebeklerimden maydanoz, turp, nane, taze soğan vb. çimlendirmelerini istiyordu. Kelebeklerime söyledim. Bazıları zaten bahar geldiği için bu tür sebzeleri ve mevsim bitkileri ekmişler. Ektikleri bu sebze ve bazı çiçek saksılarını getirdiler. Biz de sınıfımızda minyatür bir sebze bahçesi oluşturduk.

16 Mayıs 2009 Cumartesi

KÖY DÜĞÜNÜ ETKİNLİKERİ-KELEBEKLERİMİN ANNE VE BABALARI İÇİN TASARLADIKLARI DÜĞÜN DAVETİYELERİ

Kazanım: Davetiye, tebrik kartı yazar.
Kazanım: Yazılarında imla kurallarını uygular.
Kazanım: Yazılarında noktalama işaretlerini doğru yazar ve yerinde kullanır.
Köy Düğünü etkinliklerini yapmaya devam ediyoruz. Etkinliklerden biri kelebeklerimden okuduklarını, dinlediklerini ve gördüklerini günlük hayatla ilişkilendirmek amacıyla anne ve babalarının hangi tarihte, nerede evlendiklerini öğrenmelerini ve onların düğün davetiyelerini yeniden tasarlamalarını istiyordu.
Kelebeklerim de davetiyeleri hazırladılar. İşte kelebeklerimin anne ve babaları için tasarladıkları davetiyeler:



15 Mayıs 2009 Cuma

BİR DÜĞÜN RESMİ-KÖY DÜĞÜNÜ ETKİNLİKLERİ

Köy Düğünü metnimizin etkinliklerinden biri kelebeklerimden bir düğün resmi çizmelerini istiyordu. Kelebeklerim de "Yüksek yüksek tepelere" türküsü eşliğinde düğün resmi çizdiler. İşte kelebeklerimin düğün resimleri:


14 Mayıs 2009 Perşembe

BUGÜN SINIFIMIZDA KINA GECEMİZ/DÜĞÜNÜMÜZ VARDI!!!-KÖY DÜĞÜNÜ ETKİNLİKLERİ

Görsel Sunu:
Kazanım: Duygu, düşünce ve izlenimlerini drama, tiyatro, müzikli oyun, kukla vb. gibi yollarla sunar.
Kazanım: Sunularında gerçek nesne ve modelleri kullanır.
Kazanım: Sunularında içeriğe uygun görseller seçer ve kullanır.
Köy Düğünü metninin bir etkinliği kelebeklerimin bir grubunun kına gecesini bir grubunun da düğünü canlandırmalarını istiyordu. Kelebeklerim de hazırlandılar. Kim hangi nesneyi getirdiyse o nesneyi kullandı ve rol aldı.


Kızlardan gelen özel istek üzerine Atacan damat oldu.
"Damattan para koparma" yı canlandırdılar. Gelinin çeyizi kız evinden çıkarken çeyiz sandığının üzerine köyün çocukları oturur, damat para vermeden kalmazlarmış. Atacan damat da paraları söküldü tabi :)



Kına gecesine gelenler Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar türküsü eşliğinde halay çektiler.




Elif, gelinin kınasını yaktı. Önce gelin avucunu açmadı. Gelinin avucuna koymak için kayınvalideden altın istediler. Burada altının ne arayacağını söyledim ve 1 TL ile idare ettiler.



Kınayı yaktılar.



Kına yakılan ele işlemeli kına eldivenini giydirdiler.



Tuğba Kocatürk burada kına tepsisini gelinin alnına getirerek
1. seferde alnında peçe, yüzüne getirerek yüzünde keçe, ağzına getirerek sözün de kaynanana geçe dedi.
2. seferde alnında peçe, yüzünde keçe, sözün de kocana geçe,
3. seferde alnında peçe, yüzünde keçe, sözün de tüm dünyaya geçe dedi. Bunu ilk defa duydum. Öğrenmenin yaşı yok! :)



Arada pullu örtüyü kaldırarak gelin ağlıyor mu diye kontrol etmeyi de unutmadılar :)))




Sıra geldi düğünümüze:
Gelin Tuğba ÖZEN
Damat Atacan oldu (özel istek üzerine) .





Damat halayını çaldık. Oynadı davetli kelebeklerim.